Bana sıklıkla profesyonel koç olarak neler yaptığım sorulur. Genellikle, işimi yaparken bu soruyu ortak olduğum müşterilerime aktarırım. Müşterilerimden bazıları, işin getirdiği zorluklarla başa çıkmak isteyen yöneticilerdir; kimileri, diğer insanlarla daha iyi iletişim kurma ihtiyacı duyan takım liderlerdir; bazıları yeni bir kariyer yolu veya tutkularını arayan profesyonellerken, kimileri sadece yaşamlarında daha iyi ilişkiler kurmak isteyen kişilerdir. Müşterilerim ortaklığımızı deneyimlemesi, birlikte gerçek anlamda elde ettiğimiz başarıların ruhunu biçimlendirir.

Bazı müşterilerim bir bahçıvan gibi olduğumu söyler – yeni tohumlar ekmekle uğraşmak yerine içinde bulunduğu bahçeyi araştıran, sayısız tohumun halihazırda orada, kökleşmiş ve verimli bir halde bulunduğuna derinden inanan bir bahçıvan gibi. Sonra, bahar geldiğinde, zengin toprağa ışık tutulmaya ve su verilmeyegörsün, tohumlar hızla ve tam anlamıyla canlanır ve hava, tohumların gerçekleşen potansiyellerinin kokusu ile dolar.

Diğer müşterilerim, onların penceresi olduğumu söyler. Benim aracılığım ile, artı ve eksileriyle içlerindeki ve çevrelerindeki tüm imkanlar gözlerine ilişir. Ve bir kez bu farkındalığa ulaştıklarında, harekete geçme ve en iyi çözümleri bulma konusunda özgürlüğe kavuşurlar.

Birçok müşterim, hayatları değiştirdiğimi söyler. Elbette ki bu bir iltifattır, çünkü onlar da ben de bunun gerçekte böyle olmadığını biliriz. Kendi hayatım dışında hiçbir hayatı değiştiremem. Tek yaptığım onları canlandırmak, bir alevi tutuşturacak süreci tetiklemektir; yalnızca kendilerinin körükledikleri bu alev, gittikleri her yeri aydınlatarak iç varlıklarında yanmaya devam eder. Yaşam biçimi, yol, iş çözümü, ne yapıyorlar veya neyi arıyorlarsa, bu alev onu aydınlatır.

Bana göre insanlara koçluk etmek, bir heykelin işlenmesine bilfiil tanıklık etmektir: Güzel bir ahşabın önünde durur ve onun enerjisini hissederim, bürünebileceği tüm potansiyel şekilleri, ilham vereceği güzelliği, bir sanat sergisinde üzerine düşen spot lambalarını, ona hayranlıkla bakan insanların gözlerindeki huşuyu görebilirim. Heykel bir sürecin ürünüdür, tıpkı her birimiz gibi. Ve bir koç olarak en büyük başarım, müşterilerimin bir keski alıp gerçek ve tek ustası oldukları heykele, en iyi özlerinin heykeline başlamak için yeterli farkındalığı ve sorumluluğu almalarıdır.